1 Ekim 2016 Cumartesi

"öyle birden geldin ki ben kalamam"


değişir herkes gün gelir unutur
dün bilmez anlatır durur
her hayatın tek bir rüyası
var diye mi sen geldin

öyle birden geldin ki ben kalamam
yol bulup da anlatamam
öyle birden geldin ki ben duramam
yol bulup da anlatmam

ahhh olmuyor görmeden hiç geçmiyor
ahhh gün bitmiyor bir an bile nasıl uzuyor
ahhh bilmiyor yanımdan hiç geçmiyor
ahhh kalp duymuyor o an bile nasıl çarpıyor

Naz Barı
Jehan Barbur
Sizler Hiç Yokken
2014

31 Ağustos 2016 Çarşamba

"kalbin kabullenişi bu"


o yazın şarkıları ikimizindi
şimdi kimsenin değil
biz birbirimizin değiliz
bir zamanlar bizim olan şarkıları
şimdi tek başıma dinliyorum
içim kavrulmadan
bir zamanlar bizim olan şarkıları
şimdi başkaları söylüyor
kesinlikle tarafsız ve
hiç acımadan

o yazın modasının geçmesini bekliyorum
başka dudaklardan
çok sonra
yeniden baş başa kalmak için onlarla

çok söylenmiş şarkılar gibi susalım şimdi
ve görüşmeyelim bir daha yaşlanmadan


*o yazın şarkıları
Murathan Mungan
Timsah Sokak Şiirleri
Metis Yayınları
Eylül 2003

8 Temmuz 2016 Cuma

"hata yaptım tabii"


"çizdim kendi aklımca
hayatın resmini
bir şey bilmezdim aslında
karıştırdım tüm renkleri
hata yaptım tabii

herkes başka bir şeyden
kaçırmış kendini
bazen yaşlı gözlerle
kabullenmiş gerçekleri
bazen memnun gibi

artık çok uzaklaştım
en çok da kendimden
evden, senden
göçmen kuşlar gibi

çok geç kaldığım halde
solmuş resimlerde
kaç yıl geçmiş
hala güzel durur

küçükken çok inanmıştım
eğer çok istersen
her şey mümkün
inanmak zor değil

hikayem senle başlardı
senle devam etsin
beni seni inandır"

*Pinhani
Kediköy
Beni Sen İnandır
2016

7 Mart 2016 Pazartesi

"zırhı paslanmış bir kahraman gibiyim"


Kalben'in albümü muh-te-şem

"yatak boş, oda boş, ev boş
duvarlara vuran ışık,
içimde karanlık.
yine mi sen?
bayram günü gibi gelen...
kaçamadım, külleri hala sıcak
kalbimi durdurup kaybolan bir tuzak oluyor
her sokak...

hiçbir şey istemedim.
ne yatak,
ne oda,
ne de ev...
sen de bırak her şeyi.
sadece beni sev.

dizlerinde dizlerim,
boynunda ellerim,
boğulur gibi yeniden her gece, her gece
doğalım mı sevgilim?

azalırken azalırken kapılar ardında
kaçtığım zamanlar
boş vermiştim aslında
yıkılırken kumdan kalelerim birer birer karşında
zırhı paslanmış bir kahraman gibiyim.

hiçbir şey istemedim.
ne yatak,
ne oda,
ne de ev...
sen de bırak her şeyi.
sadece beni sev.

dizlerinde dizlerim
boynunda ellerim
boğulur gibi yeniden her gece, her gece
doğalım mı sevgilim

https://www.youtube.com/watch?v=XASU6hcg-9g

"Kabulüm mesafene"


"Alacakaranlığım
Varla yok arası
Zindandan hallice
Kibirli yalnızlığım
Yaş hala tutuşmuyor
Kederim hasret olmuyor
Zaman demir almıyor
Yeniliyor kızgınlığım

İlelebet aşk bu bendeki
Kör olası yaktı içimi
Ara sıra uğra kalbime
Oyunun içinde tut beni

Ziyadesiyle şerdeyim
Gece gündüz oldu
Bir yalansa kefaletim
Ödeyeli çok oldu

Hani zamandı tek çare
Devrildim şişelerce
Kabulüm mesafene
Bir gecelik olmak nedir öğret
Duymasın kimse

İlelebet aşk bu bendeki
Kör olası yaktı içimi
Ara sıra uğra kalbime
Oyunun içinde tut beni
İstemem söz sevmeni

Alacakaranlığım
Varla yok arası
Zindandan hallice
Kibirli yalnızlığım

İlelebet aşk bu bendeki
Kör olası yaktı içimi
Ara sıra uğra kalbime
Oyunun içinde tut beni

Ziyadesiyle şerdeyim
Gece gündüz oldu
Bir yalansa kefaletim
Ödeyeli çok oldu"

Şu linki de koyayım şuraya:

https://www.youtube.com/watch?v=dpfWfWwXoPY

Söz: Ferman Akgül
Müzik: Sabanis Giorgos

26 Ocak 2016 Salı

"Kederin zorunlu olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirilmesini istiyoruz."


"Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları... Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. İnsan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi." S. 5

"...ortak bir geçmişi anıştırarak mektuba başlamak 'Seni hâlâ seviyorum!' demek değil de neydi?" S. 28

"Seninle konuşa konuşa sevişe sevişe öyle bir yere ulaşmıştık ki, sağımıza dönsek dünya solumuza dönsek aşktı!" S. 29

"Yine kitaplara gömüleceksin, sayfalarında ikimize rastlama ihtimalinin peşinden giderek deli gibi kitap okuyacaksın ve bu sana iyi gelecek." S. 29

"Kapısız penceresiz binalar, devrilmiş sokak lambaları, yerlerinden fırlamış kaldırım taşları, bir enkaz olarak insan hayatı. evet, büyüyemedik ama çocuk da kalamadık. Bir enkazız yalnızca." S. 35

"Kanser vakalarını azaltmak için günümüz şiirine bazı yasaklar getirilmesi ve bunun doğal sonucu olarak da bazı ödevler yüklenmesi gerekiyor." S. 36

"Rıfat ardından şairlere bir market alışveriş listesini şiire dönüştürme ödevi veriyor. 'Hem böylece,' diyor, 'alışveriş listesi yazsa okuruz, biçimdeki kof okuyucu övgülerinin de içini doldurmuş olursunuz. Zira şairlere hayranlık duyan, onların dizeleri üzerinden duyarlılık sahibi olmaya çalışan okurlar da mücadele edilmesi gereken bir başka kanser vakası.' " S. 37

"İnsan, kendimi savunayım derken kendine kolayca razı oluyor...." S. 41

"Erkekler geçmişleriyle sevilmek istiyor, bu yüzden büyüyemiyorlar." S. 41

"Ahlaktan önce sevgiyi bulmalı insan." S. 44

"Eksik bir şey varsa, tanrı da vardır, çünkü ona ihtiyaç duyarsın." S. 46

"Eksiklikten değil; bütünlükten, tamlıktan doğmalıdır tanrı fikri. Bardak dolsun diye değildir tanrı, bardak taşarsa tanrıya ulaşırız." S. 46

"Tam Rıfat'a göre, yani hep gitmek ama hep aynı yerde kalmak" S. 49

"Bir an önce yaşlanmayı istiyordu, çünkü yaşlanmak bir süredir vakitsiz bir uykudan uyanmaya benziyordu." S. 79

"'Kederin zorunlu olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirilmesini istiyoruz.' dedi ihtiyar gülümseyerek." S. 83


*Barış Bıçakçı
Seyrek Yağmur
İletişim Yayınları
2016

9 Aralık 2015 Çarşamba

"seyrine doyamadığım"


Kıyamadığım


hey bir zaman bakıp bakıp
seyrine doyamadığım!
şimdi gurbette bırakıp
sesini duyamadığım!

evde kapanıp kaldın mı?
seyrana çıkıp güldün mü?
başkalarının oldun mu?
"benimsin!" diyemediğim!

akıtıp gözüm yaşını
hatırlarım gülüşünü;
kıvırcık saçlı başını
göğsüme koyamadığım!

dik yamaçların selisin,
sen benden daha delisin,
şimdi kimlerin kulusun?
başını eğemediğim!

nasıl vurgunum bilirdin,
niçin benden yüz çevirdin?
kimlerin koynuna girdin?
öpmeğe kıyamadığım!

Sabahattin Ali