22 Mayıs 2011 Pazar

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

"Neden bir de rüya görürüz? Her şey olup bittikten sonra neden bir de rüya görürüz? Karmaşanın, keşmekeşin, hayatın yorucu zenginliğinin içinde eksik kalan nedir ki, uykunun kuytusunda ille de tamamlanması gerekir? Rüyamızda, birbiriyle ilgisiz gibi görünen ayrıntıları bilincimiz önden gürültülü bir lolomotif gibi çekip bir yere, örneğin bir anlama mı götürür? Yoksa o ayrıntılar bilincimizin balonuna batan iğneler midir?"

"Seninle ben Çetin, gücümüzü, güzelliğimizi, canlılığımızı küçük yaşantıları sabırla tekrar etmekten alıyoruz........
........Hayat tekrardan ibarettir çünkü. Hayatın gücü tekrarın gücüdür. Günlerin, ayların, mevsimlerin gücü. Dinlere ne demeli? Hindu'nun mantrasını tekrar etmesi, Müslüman'ın tespih çekmesi ve senin 'Yemek güzel olmuş mu?' diye sorman..."

"hareket etmezsen acı üzerinde birikir"

"Allahım ne kadar mutluyduk! Birbirimizden öyle gördüğümüz için sanırım, pisboğaz olmayan insanlara ikimiz de pek ısınamıyorduk, pisboğazlık bizce önemli bir meziyetti."

"Birine aşık olunca, ömrün boyunca onu aramışsın da sonunda bulmuşsun gibi, geçmişini tekrar kurgularsın. Basit tesadüfler aşkın ilahi gücünün işaretleri olur çıkar."

"Canlılığın ilk ve temel aşamasının, bir 'iç' ve 'dış' yaratan, böylece kendisini çevreden yalıtan hücrenin ortaya çıkışı olduğunu biyoloji söylüyor; her türlü sıcak insan ilişkisinin aşağı yukarı aynı şeyi yaptığını da ben söylüyorum. Birbirine dönersin! İki insan birbirine döner! Bu bakışlarla olur ya da aynı yerde susmayla örneğin, en basit biçimde. Sonra, öyle birbirine dönük kendi dilini yaratırsın."

"Uzağımızdaki her şey biraz olağanüstüdür, olduğundan biraz daha fazladır."

"En büyük ahlkasızlık, demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir, demiştim."

"İp üstünde yürümenin tehlikesi ve hazzı. Tahin ile pekmez gibi Çetin, karışınca güzel oluyordu. Acı çekiyordum ama acı çektiğim için mutluydum, çünkü Nihal vardı, yanımızdaydı. Üniversitedeki son yılı olması, bitirince ağabeyinin ayarlayacağı bir yüksek lisans programı için Amerika'ya gidecek olması içimi burkuyordu ama daha aylar vardı. Üstelik Güneş de bir gün patlayıp Dünya'yı yutacakmış, buna ne buyrulur!"

"Yaşadığım her şeyi bir karınca gibi yuvarlaya yuvarlaya ona taşımayı düşünüyordum hâlâ, kış için, o bitmek bilmez kış için ve önümüzdeki kışlar için, turşu kurmadan, reçel yapmadan, masal anlatmadan çıkaramayacağımız kışlar için..."

"Çetin, askerliğin sırasında yazdığın tek mektubu kendine has bir biçimde şöyle bitiriyordun: 'Dostum, her şeyin farkında olduğun için mi yalnız ve mutsuzsun? Seninle anlaşılmaz bir uyumumuz var. İnsanlar böyle durumlar için kan kardeşliği, arkadaşlık, hötörötöflük gibi isimler takıyorlar.' Ne güzel, ne kadar sana özgü bir bitiriş! Birden parlayan, söyleyeceğini söyleyip sahne arkasına dönen zekan!"

Barış Bıçakçı (ne güzel adam)
2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder