31 Aralık 2009 Perşembe

Sana, Âşka Ve Ölüme Dair

Biliyorum bir ateş yakabilsem geleceksin
Geleceksin ve su yürüyecek ağaca
Ve sen gelince bütün yaralarım iyileşecek

Çünkü Âşk bir yaradır ruhumuzda

Seni yitirmek bir ağacı yitirmek olacak
Ama önce ben gidersem
Topraksız bir ağaç kalacaksın sen dünyasız bir ay
Seni severdi diyecekler toprak ağacı severse nasıl
Bir de ölümü sevdi
Ve ben ölünce bütün yaralarım iyileşecek

Çünkü Ölüm bir yaradır gövdemizde

Artık dipdiri yapraklar değiliz seninle
Artık karıştırıyorum bir dünyanın ömrüyle bir lâlenin ömrünü
Bir dünyayım kuşkusuz ama kirli bir dünya
Yalnızca güneşler kirlenmiyor biliyorum
Ve biliyorum ölünce güneşsiz bir göğe döneceğim ben de

Çünkü Dünya bir yaradır gökyüzünde

Ve güleceğim ölürken ve gülümser göreceksin gülümü
Gökyüzü de ruhumuz da kopartılmış birer gül değil miydi
Tanrının elinden
Ve sen bir gece yarısı uykusuz
Camlara çarpan bir rüyâ gibi duyacaksın ölümümü

Osman Serhat Erkekli


Seni severdim ben, sevdim...

23 Aralık 2009 Çarşamba

İçimde hâlâ sen varsın!!!

"seni paylaşmak istemedim, beceremedim
belki de çok şey bekledim, değişemedim
kırıldım, döküldüm, utandım, söyleyemedim
kararlar aldım, sonunu getiremedim

ah bu gidiş gelişlerin
ah bu yarım sevişlerin
ah bu canım deyişlerin
beni öldürecek vallahi öldürecek

sakladım seni herkesten içimde büyüttüm
yüreğimdeki korkuları bir bir uyuttum
hayaller kurdum sımsıcak hepsini soğuttum
teslim oldum ben bu aşka kendimi unuttum..."

16 Aralık 2009 Çarşamba

"her kahraman gibi erken gittin"

"bir mum yaktığım
o akşam seni andım
korkuyu savdığım
her anı hatırladım

gittiğin günden şimdiye
her şey aynı sadece
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin

gördüğüm en son ışık
parıltı sendin hep parlardın
dinlendiğin o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın

bir kayık iki kürek
ay parlak asil yürek
biraz rakı biraz azık
belki hayat bu demek

göçtüğün gün ben tesadüfen
düşümde gördüm veda ederken
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin

gördüğüm en son ışık
parıltı sendin hep parlardın
dinlendiğim o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın"

seni hatırlatan şarkılar olacak; hep, beklenmedik bi' zamanda, acıtarak...

"hep parlardın" oysa

29 Kasım 2009 Pazar

Kısa ve öz...

"cesaretim yok gibi kimseye anlatmıyorum
ve hatta kendime bile itiraf edemiyorum."

10 Ekim 2009 Cumartesi

Attila İlhan'ı anmak...

kimi sevsem sensin / hayret
sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor

her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor

kimi sevsem sensin / senden ibaret
hepsini senin adınla çağırıyorum
arkamdan şımarık gülüşüyorlar
getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
hani o sımsıcak iri çekirdekli
senin gibi vahşi öpüşüyorlar
kimi sevsem sensin / hayret
in misin cin misin anlamıyorum

28 Eylül 2009 Pazartesi

"Sen Tuğba ol o cennette"

Bu bana yazıldı. Bir ağustos akşamında...

"aşık ol......
kanatların olsun senin de rüzgardan hafif,
sakar düşüncelerin olsun yaban gülü gibi karmakarışık,
hayallerin olsun
ömründe ilk kez iki kişilik,
zaman dursun senin için her günün o gün olsun,
bırak adın toz pembe olsun toz toprak; ama pespembe,
kalbin yangın yeri olsun erisin sen ben bir yerde,
cennet yeryüzü olsun, sen tuğba ol o cennette,
aşık ol.....

sadece aşık olma delice,
taçlandır sevgini,
krallığın olsun, kendi kralın olsun senin de...."

M.Öztoprak

4 Eylül 2009 Cuma

Bu gidiş, gidiş değil!!!

Gittin

gittin, dağ gibi büyüdü yalnızlık
ıssızlığın iki ucunda şimdi sen varsın
tam ortasında: yokluğun yokluğun yokluğun…
o konuşsa konuşur, sussa susarsın

gittin, taş atarak denizlerime
halka halka büyüyen anıların kaldı
girdin çıkmamak üzere dehlizlerime
birden yaşamın hızı azaldı

gittin, boşandı içimde sevincin yayı
kim öğretecek bana âh sensiz yaşamayı??

Sedat Umran

3 Eylül 2009 Perşembe

Hani > Ha + in

Olmasan olurdu aslında! Yaşanmışlığı tecrübe hanesine yazıp kabullenemiyorum.
Hiç olmasaydın eğer ya da sadece hiç olsaydın, her şey daha kolay olurdu.
Daha huzurlu...

"hani derdin ya bazen bana
hani yalan bile olsa sevginden bahsederdin ya
bilseydim dinler miydim seni
geçmişimden koparıp beni alıp gitmene izin verir miydim

görseydim eğer sonunu görseydim
başlamadan daha orda dur derdim
bilseydim eğer sonunu bilseydim
sevme bırak derdim

sensiz günüm zordu zaten
bir de sen geldin üstüne
yokluklarım yetmezmiş gibi
sen de eklendin üstüne

görseydim eğer sonunu görseydim
başlamadan daha orda dur derdim
bilseydim eğer sonunu bilseydim
sevme bırak derdim sevme uzak dur

ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım
ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım
ben zaten sen olmadan da korkardım korkularımdan
ne gerek vardı sana, ne gerek vardı yokluğuna

ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım
ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım
ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer
ne gerek vardı sana, ne gerek vardı yokluğuna"

Grup Tetris / Ben Zaten
Söz: Zeynep Talu

29 Ağustos 2009 Cumartesi

"çünkü sen bi' tanesin"

Yıllar yıllar önceydi bu şarkıyı sevişim... Daha Oya - Bora bile değillerdi. Grup Denk idi adları...

Hep takılırdı dilime "buruna bak da etkilenme, Kaf Dağı'nda pencere."

Ne güzel şarkı bu...

"yeri delen yıldırımlardan bi' haber bacakların
karabiber tozu yutmuş gibi bi' hoş dudakların
buruna bak da etkilenme kaf dağında pencere
ama üzülme yine süzülme çünkü sen bi' tanesin

ele güne nispet yapar gibi çökünce rehavet
yaradılışta istiare var, rüyada keramet
inadının neticesi, eğer koparsa kıyamet
ama üzülme yine süzülme çünkü sen bi' tanesin

azar azar yaşar durur hayatının tamamını
deli dolu gülüşlerinde raks eder zamanını
bir iki tatlı söz çeler başındaki darağacını
ama üzülme yine süzülme çünkü sen bi' tanesin

gerekiyorsa fırtına aksi halde bi atalet
semeresi çalışmanın bu yaşta kırış kıyamet
sana sitem serzeniş değil, bu tasvir-i şikayet
ama üzülme yine süzülme çünkü sen bi' tanesin"

16 Ağustos 2009 Pazar

Boş laf!

"Keşke gidişin de, gelişin kadar özel, sözlerin kadar güzel olsaydı
Gitmeden son bir kez
Konuşmak gibi basit, vedalaşmak kadar nazik bir düşüncen olsaydı...

Yaşanan onca sihir, yazılan o ilk şiir...
Her şey ezberden ibaretmiş!
Yaşandı bitti bu film...

Bozuldu aramız, düzelmez artık
Bir macerayı da geride bıraktık
Ben çok yürüdüm, biraz da sen koş
Nasıl istersen; benim için hava hoş!"

Hava Hoş
Ersay Üner
(2009) Herkes Evine / Ziynet Sali

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Luke'un Günlüğünden...

"Televizyonların önünde otururuz, futbol istatistiklerinin, hisse senedi kotasyonlarının, banka bilançolarının kutsal çizelgelerini okuruz, çocukların, sevgililerin, kendimizin derecelerini kontrol ederiz, maaşları, renkleri, notları, arabaları, penisleri, gögüsleri, metre kareleri, yolları, mahalleleri, ülkeleri ölçeriz.

Her şeyi ölçebiliriz; ama ruhu değil. Ruh ölçülemediğinden onu yok sayarız. Ölçeriz ve kazanırız ya da ölçeriz ve korkarız; her durumda da kaybederiz çünkü her ikisi de sadace bazıları tarafından geçerli kabul edilen bir kıstasa bağlıdır. Zaferlerimiz de, trajedilerimiz de anlara ait dağlardır; başka bir saatin vuruşuyla ikisi de tozun içindeki karınca tepeciklerine dönüşüverirler."


* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *


"İnsanoğlu sanki kendi içinde bir yerlerde bir şekilde bir mutsuzluk mekanizması kurmuştur. Çok az insan bu mekanizmadan kaçabilmiş gibi görünüyor, ya hiç böyle bir mekanizma kurmadıklarından ya da onu yok etmek, bastırmak ya da göz ardı etmek için bir şeyler yaptıklarından.

Ancak mekanizmayı bulmak kolay değildir.

Hastalık, yaptığımız her şeye nüfuz ettiğinden yaptığımız her şeyin doğasında bulunuyor olmalı; kendimizle, yaşamlarımızla ilgili her düşünce şeklimizde, karar verip vermeme tarzımızda, yaşama bakış açımızda, yaşayış şeklimizde, kendimizi iyileştirmeye çalışma yöntemlerimizde...

Hayatlarımızı normal sürdürme yolumuzda kökten yanlış olan bir şey vardır ve bir bakıma onun ne olduğunu bulmak isteriz."



Zar Adam'ın Peşinde
Luke Rhinehart
Pegasus Yayınları
2009

16 Temmuz 2009 Perşembe

Geride kaldım...

"geride kaldım,
kesik beyaz çizgiler gibi düştü önüme günler,
uzansam tutacak gibiydim önceleri seni.
nefesim ensende, kalbim sırtında atıyordu, tadın damağımda.
aylar girince araya...
nefessiz kaldım, sensiz kaldım.
aramız açıldı, geride kaldım.

peşimden geldiğini sandığım zamanlarda, vazgeçtiğini anlayamadım.
bi' vardın, bi' yoktun; miş'li geçmiş zamanlara daldım.
uyudum masalınla ve sana uyandım.
mevsimler geçti.
üşüdüm,
ısındım...
sen aklımdaki yarıştın, ben geride kaldım.

ilk koşum değildi bu, zaten yorgundum.
yetişirsem sana beraber dinleniriz sandım
ama sen arayı açtın, kaçtın
ben geride kaldım.

koca bir yıl geçti üstümden.
aklının koyuluğunda sıradan bir hatıra olarak tozlandım,
güneş gören ön sıralarda tutunamadım.

sen, arkana bile bakmadan arayı açtın
ben, sonunu bildiğim bir filmi, ılık bir alışkanlıkla izleyerek, yüzümde ıslak bir tebessüm; geride kaldım."


Zeynep Altuntaş

9 Temmuz 2009 Perşembe

"oh" dediğim an...

Sanma ki ben bilmiyorum
Oyunun kurallarını
___ Ama tercih etmiyorum
___ Denedim hiç tat almadım
___ Olana kadar bekliyorum

Gururdan sevgi ölür mü
Yağmursuz çiçek büyür mü
___ Birkaç cümle, son bir bakış
___ Bilinmez maceralara
___ Gidiyorsun, can evimden

Ağlat beni! Sana da bu yakışır
İnsan bu elbet, buna da alışır
Bela oldun zaten başıma
Git, gidişin aslında benim kurtuluşumdur!


Harun Kolçak
Müzisyen / 2005
Ağlat Beni

28 Haziran 2009 Pazar

Son 19

değmeyin feryadıma
figanıma değmeyin
eğer sevda bu demekse
ben vazgeçtim, beni sevmeyin

garipliğim kader değil
geçici gülmeyin
bu kış da efkarlıyım
bahara allah kerim

hadi yüreğim ha gayret
hele sıkı dur, hele sabret
başını eğme dik tut
bu bir rüyaydı farz et



Sertab Erener
Lâl 1994
Rüya

1 Haziran 2009 Pazartesi

Basit!

"ben basit bir insanım
iyiliğe inanıyorum
ben yalnız bir insanım
ve sizden korkuyorum
devir sizin devriniz
o kadarını bilirim
yolumdan biraz çıksam
aranıza girebilirim
o yalan dünyanızın
keyfini sürebilirim

siz kimsiniz?
ama kimsiniz?
karanlık gibisiniz
fanisiniz
birdenbire tüm renklere bürünür gibisiniz
zalimsiniz

ama ben basit bir insanım
aşka inanıyorum
ama ben yalnız bir insanım
ve sizden korkuyorum
devir sizin devriniz
o kadarını bilirim
gözlerimi kapasam
zirveye çıkabilirim
o yalan dünyanızın
keyfini sürebilirim

siz kimsiniz?
ama kimsiniz?
karanlık gibisiniz
fanisiniz
birdenbire tüm renklere bürünür gibisiniz
zalimsiniz"

Hande Yener
Hayrola/2009
Siz

29 Mayıs 2009 Cuma

içimde olan

sen zaten aldın beni, öze ne hacet
ağır geçiyor akşamlar, söze ne hacet
tut ipin ucundan, kopar istersen
görüşmesek de olur, göze ne hacet

ben zaten yandım sana, yaza ne hacet
sağır değilse yüreğin, saza ne hacet
tut ipin ucundan, kopar istersen
sevişmesek de olur, naza ne hacet

yanar yanar dururum ben
döner döner yanarım ben
kim ışık kim pervane
akıl gözüm kör oldu...

Ayşegül Aldinç
Söze Ne Hacet/1995
Söze Ne Hacet

28 Mayıs 2009 Perşembe

Özlemin dibinde...

iniyorken yavaş yavaş üstüme gecenin perdesi
dolaşır benimle her an boş sokakların hayali
elimde değil unutamadım, unutulur değil
hiç mi kalbine erişemedim

bile bile yalan söyledin
bile bile bu sözlerin
nasıl için bir an bile acımaz
nasıl olur yüreğin taş gibi


Gökhan Kırdar
Serseri Mayın - 1994
Bile Bile

2 Mayıs 2009 Cumartesi

Sana demedim mi?

Gün gelir bir anda herkes benzeşir
Dün dövüşenler tezgahlarda uzlaşır
İşler tıkırında ilişkiler sütliman
Aynılaşırken ufak ufak yalnızlaşılır

Ben sana uyanık ol demedim mi?
Bu elbise sana bol demedim mi?
Gitme bataklık yol demedim mi?
Demedim mi? Demedim mi?


İnadına inadına dönüyor dünya
Örüyor bak ağlarını örümcek
Kolu kanadı kırık acıdan aşkın
Hor görüldü ne zulüm gördü
Aahh vazgeçene dek

Ne bana benze ne beni kendine benzet
Olduğun gibi kal bana da müsaade et
Ne kadar çok yatak o kadar pişmanlık
Kendine benzemeyeni sevebilmekte marifet

Ben sana uyanık ol demedim mi?
Bu elbise sana bol demedim mi?
Gitme bataklık yol demedim mi?
Demedim mi? Demedim mi?


Özgün
Örümcek
Biz Ayrıldık/2009

28 Nisan 2009 Salı

Ellerimi uzat(a)mam sana!

yağmurda tanıdım seni yağmuru da sevdim seni de
_______seni yağmurdan çok
bak denizin ortsındayız rüzgarlar altında
_______ve yağmurumuz artık yok
ölüm ayrılıktan da zor senin gibi ölünce
gözlerin dolacak mı beni görünce
bir gün ölürsem
_______ki ölürüm
yüzünü gecelerde görürüm

ellerimi uzatsam sana değmez
_______bilirim
adı var kendi yoklardan bıktık
adı var kendi yoksa ben de yokum

yarım kalsa da sevgimiz farketmez dostum
bir gün bitecek türkümüz bitecek
bitecek dostum
______söyleyecek


Feridun Düzağaç
Beni Rahatta Dinleyin
1996

25 Nisan 2009 Cumartesi

Her seferinde "yine" ve "bu son"

Gözyaşlarım akıp boğmadan bu şehri
İşte yine gidiyorum çınarlar
Bir çifti bir şehre güzel demeye yeter
Yine sana kalıyor, yine sana kalıyor

Yanaklarında dört mevsim badem çiçekleri
Başlasam sanki onlar da ağlayacak
Binbeşyüz yıldır hâlâ çocuk kale burçları
Yine sana kalıyor, yine sana kalıyor

Okulunun duvarı sana kalıyor
Oturup söyleşirsin çevreni mutlu edesin diye
Ben hep yabancısı bu şehrin
Sana doyasıya bakamadan gözlerim

İşte yine gidiyorum
İşte yine gidiyorum
Binbir rüyanın oynaştığı çiniler
Biri olsun gecelerimi paylaşmadan

Gözyaşlarım akıp boğmadan bu şehri
İşte yine gidiyorum çınarlar
Bir çifti bir şehre güzel demeye yeter
Yine sana kalıyor, yine sana kalıyor

Yine bana sensizlik kalıyor
Yine sana sessizlik kalıyor

[Yeni Türkü
Dünyanın Kapıları
İşte Yine Gidiyorum]

14 Nisan 2009 Salı

...Tepkisel...

"yepyeni bir insanımız var
akıl yolundan öylesine uzaklar
aralarında hoş bir uyum var
ayıp değil mi, hiç mi umursamazlar

altınlarınızı çaldılar
topraklarınızı verdiler
tarihi baştan yazdılar
iyi de bana ne

insanlığımızı ezdiler
aydınlarımızı kestiler
ülkeyi çoktan sattılar
iyi de sana ne

yepyeni bir insanımız var
düşünmeden ah, kardeşini boğazlar
laf aramızda, aslında tek bir sorun var
günah değilmiş memlekete olanlar

altınlarınızı çaldılar
topraklarınızı verdiler
tarihi baştan yazdılar

insanlığımızı ezdiler
aydınlarımızı kestiler
ülkeyi çoktan sattılar
iyi de sana ne"*

Duman - 2009
İyi De Bana Ne?

23 Şubat 2009 Pazartesi

o hali inanılmaz!!!

"kendime buldum bir garip adam
üstüme gelmeyin bozuk kafam
kaderimdi garip ama gerçeğimdi
ya da öyle garip bir de garibimdi

yok ama belli olmaz
kollarını sararsın,sarılmaz

ona güven olmaz
seversin taparsın,oralı olmaz

o hali inanılmaz
eğersin bükersin kırılmaz

yok ona ulaşılmaz
şu alemde tek kalsam
o benim olmaz

ne garip adam
öpsem anlamam
tatsam anlamam
baksam anlamam

ne garip adam..."

Nil Karaibrahimgil / Nil Kıyısında (2009)
Ne Garip Adam

7 Şubat 2009 Cumartesi

Sen'li Akşamlar...

"belki durup dururken yanına gelince
söylediklerimi anlamsız buldun
oysa vakit yoktu ama sen haklıydın
çünkü böyle şeyler aceleye gelmezdi

yalandan da olsa
ne güzel güldün o akşam bana

belki tanışmak zor
iyi anlaşmak zor
peki görüşmek çok mu kolaydı
çok kısa bir zamanda belki biraz da zorla
bence gayet iyi de anlaştık

yalandan da olsa
ne güzel güldün o akşam bana...

bana bir söz verdin yine gelirim diye
sen gelmesen bile ben gelirdim
sana bir şarkı yazdım söylersin diye
beni hiç unutmamanı istedim

yalandan da olsa
ne güzel güldün o akşam bana..."


Pinhani - Zaman Beklemez
Ne Güzel Güldün

14 Ocak 2009 Çarşamba

"Bu filmin sonunu biliyor gibiyim..."

"Ne çok hata yaptık
Ne çok hırpalandık
Kırık dökük hayatlarımız lekeli
Ne renk ne ışık var
Her şey ne kadar ortalama

Yazık yazık yazık yazık oldu
Yazık yazık yazık yazık oldu

Vurulduk ince ince
Ayrılıklara bölündük
Fark etmedik senelerce
Yalnızlıkla yürüdük"


Sezen Aksu, Uzay Heparı

13 Ocak 2009 Salı

içimi aydınlattın bir dönem, yalan mı?

"aydınlık neyin oluyor senin
gökyüzü akraban filan mı
beni bulur bulmaz gözlerin
şimşek çakıyorum yalan mı
yüzünde yalazını gezdirdiğin
saçlarından tutuşmuş orman mı
akla ziyan bir şey elektriğin

ayışığı mavisi dudaklarından mı
o ışık zenginliği mi giyindiğin
uzay tozları mı yıldızlardan mı
elime dokunduğu an elin
güneşler açıyorum sahi ondan mı
aydınlık neyin oluyor senin"

Attila İlhan

yine, bir cümle kurdun ve ben;

"Kapılar kapanır, ışıklar söner,
Sessiz sokaklarda kalırsın, insanlar bilir, insanlar konuşur...
Yüzüne bakar öyle sen susarsın.
Anlamı yok sözlerin

Bilirsin Yalan!
Unutmak Yalan!
Yine, Yine, Yine, Yine...

Yollardayım..
Yollardayım..
Yollardayım..
Paramparça!

Yollardayım...
Yollardayım...
Yollardayım...
Kalbim paramparça!"

Cem Adrian - Yollardayım
(Emir)