9 Kasım 2012 Cuma

kayboluşta


"Gelecek Nisan'ın
En yalnız gecesine saklıyorum kendimi
Tabutun içinde canlı kalmış bir ceset gibi
Bu mütevazi kayboluşta
Bir gül yaprağı gövdeme dikiyor sesini
Evinde basmadığım yerler kıskanırken bastıklarımı-"

Mehmet Şenol Şişli
Şua
2005

6 Ekim 2012 Cumartesi

sitemin sakin olanı


zordur zor yalnız olmak bazen
yok mu sor bir bileni
çoktur çok yalnız olan zaten
var mı sor benim gibisi

yandım bittim kül oldum uğruna
nafile yarim gitti
yandım bittim kül oldum uğruna
sevdiğim çekti gitti

niye bana bu ceza
kıskandın, söz verdim
niye bana bu ceza
naz ettin, ben çektim
niye bana bu ceza
seni herkesten çok sevdim

*Özlem Tekin
Kime Ne?
1996

http://fizy.com/#s/1imqb3

30 Eylül 2012 Pazar

"biraz rakı, biraz azık"

bir mum yaktığım
o akşam seni andım
korkuyu savdığım
her anı hatırladım

gittiğin günden şimdiye
her şey aynı sadece
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin

gördüğüm en son ışık
parıltı sendin, hep parlardın
dinlendiğim o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın

bir kayık iki kürek
ay parlak asil yürek
biraz rakı biraz azık
belki hayat bu demek

göçtüğün gün ben tesadüfen
düşümde gördüm veda ederken
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin

gördüğüm en son ışık
parıltı sendin hep parlardın
dinlendiğim o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın


Şebnem Ferah
Benim Adım Orman
2009

http://fizy.com/#s/1d78ma

27 Eylül 2012 Perşembe

"saat 3, ayaktasın, uyku tutmamış yine"

İrlanda asıllı ABDli yazar F.S.Fitzgerald (1896-1940) demiş ki ;
"ruhun gerçekten karanlık içinde olduğu bir gecede, saat her zaman sabahın üçüdür"

10 Eylül 2012 Pazartesi

Ankara, Mon Amour!



"Daha sonra, bu bilinene dönmenin verdiği huzura, bu benim 'insanlık durumuma' çeşitli disiplinlerin yaklaşımlarını inceledim tabii. Bana bu konuda bugün bile en gerçekçi ve tutarlı gelen yaklaşım benim bir 'Yengeç' olmamdır. Gerçi bu konuda da o zamanlar müphem bir nokta vardı. 21 Temmuz meselesi. Yani tam Aslan'a geçiş. Yani Kelebek ekine göre Aslan'sın, Ses ve Hayat mecmualarına göre Yengeç'sin. Hürriyet gazetesinden ilk o zaman soğumuştum."

"İnsan nasıl bazı kitapları çok severek okusa da, bir süre sonra neler olduğunu unutur ve o kitaptan sadece bir duygu kalırsa geriye o günden bana sadece bir duygu kaldı."

"Beklemek her geçen gün, her geçen ay ve hatta her geçen yıldan sonra daha da kolaylaşır. En zor geçen ilk altı aydır. Özlem vardır çünkü. Bir yıl sonra iş işten geçti sanılır, özlem yavaş yavaş yerini öfkeye bırakmaya başlasa da ikisi arasında gider gelir insan, en çok da onurunun kırıldığını düşünür. Sonra özlem ve öfkenin üzerine bir küskünlük bulutu gelip çöker. Yağmuru beklemeye başlarsınız, bir yağsa her şey yeniden başlayacaktır; ama yağmaz o yağmur. Bir yıl, beş yıl, on yıl... Bir de bakarsınız ki beklemek bir din, bir ibadet olmuştur, sanki onunla doğmuş gibisinizdir, adınız kadar size aittir.

Arkadaşlarınız önceleri şefkatlidir, atlatacağınızı düşünüp anlayışlı davranırlar, dinlerler, sorarlar, 'bir haber var mı?' derler. Sonra ufak ufak kızgınlıklar başlar, 'değmez unut' derler, otuzunuzda hâlâ gençsinizdir, hâlâ birileriyle tanıştırılırsınız. Nihayet bir gün onlar da bırakırlar peşinizi. Herkes nerede yaşadığınızı, ne yaptığınızı bilir, telefon numaranız da değişmemiştir; ama sizden başka hiç kimsenin bu bekleyiş için gücü kalmamıştır."


Ankara, Mon Amour!
Şükran Yiğit
İletişim Yayınları
2003

27 Ağustos 2012 Pazartesi

yaralar

"Zaman insanın ruhuna işlemiş yaraları yalnızca daha da şiddetlendirir. Yaralar hep taze kalır. Asla iyileşmez.

John Katzenbach
Psiko Analist
2002 Koridor Yayınları

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Varlığına 27 ekleyerek.




Önce Gazi Mustafa kemal Paşa şiiriyle tanıdım Turgut Uyar'ı.
"Ben o yılların macerasından geldim"
İlk heyecanım oldu, bayramlarda bilmem kaç defa okul önünde okudum şiirini.

Sonra sevdim.

Anlatışını sevdim, uyumsuzluğunu, çaresizliğini, sıkıntılı doğasını. En çok da sevişini sevdim galiba. Severken kızışını.

"boynumuz bükülü kaldı
doyamadık"

Cemal Süreya'yı daha çok sevmiş olabilirim, hatta belki Edip Cansever'e biraz daha ilgi göstermiş de olabilirim; ama Turgut Uyar...
O, içimde çiçekler açtırmadan, aşka düşürmeden çekti aldı dünyasına.
Onun yeri büyük, onun yeri en başta.

"ilaç milaç bok püsür
şuramda bir şeyler var
sahiden bir şeyler var
haykırmadan anlatamam"

(Kavşakta)

3 Mayıs 2012 Perşembe

Paul Weller 'You Do Something To Me'



Hâlâ ağlayabiliyorum, hâlâ ağlatıyorsun beni, hâlâ ağlatıyor yokluğun.
Sonra "neden aciz olasın ki"...

9 Nisan 2012 Pazartesi

çay, ay, yaş, kırık

"ocakta çay ama buz gibi içim
tepede ay her şey sensiz ne biçim
hayat kuru gözlerimde yaş var
tek bir soru: niye kırık bu kadar

bir şakam var, sen hariç kimse gülmez
unutursun dediler "40 gün sürmez"
kazağın bende, koklamaya korkarım
bırak kalsın

kırıldım tamam
çektin gittin tamam
üstüne varmam
arayıp sormam
yorgunum bakma
gel desem saçma
beni terk mi ettin?

tamam dönme o zaman
üstüme varma
arayıp sorma
yorgunsun bakma
gel desen saçma
beni terk mi ettin?

kopamazdık biz ya
susmazdık biz ya
öyle olmazdık biz ya
gitmezdin sen ya
dönerdim ben ya"

Nil Karaibrahimgil
Nil Kıyısında

etme.